“AVANTAJLARIMIZI KAZANCA DÖNÜŞTÜRMELİYİZ”
Gıda sektörünün sorunlarının tüm yönleriyle tartışılması için İstanbul Ticaret Borsası tarafından düzenlenen Borsa Meydanı toplantılarında bu ay kırmızı et masaya yatırıldı. Toplantıda konuşan İstanbul Ticaret Borsası Başkanı Ali Kopuz, “Türkiye tarımsal üretim için gereken her şeye sahip: Toprak büyüklüğü ve verimliliği, su kaynaklarımız, teknolojik gelişmişliğimiz, uluslararası tüketim pazarlarına ve ticari birliklere yakınlığımız hep avantaj… İşte bizim yapmamız gereken bu avantajları kazanca dönüştürmek için çalışmaktır” dedi.İstanbul Ticaret Borsasının, Güvenilir Ürün Platformunun desteğiyle düzenlediği “Borsa Meydanı’nda Sektörler Konuşuyor” toplantılar serisinde bu ay kırmızı et sektörü konuşuldu. “Kırmızı Ette Sorun ve Çözümler” başlığı ile gerçekleştirilen etkinliğe geniş bir katılım gerçekleşti.
Güvenilir Ürün Platformu Başkanı Celal Toprak’ın moderatörlüğünde yapılan toplantının açılış konuşmasını yapan İstanbul Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kopuz, Türkiye’nin kırmızı et üretim potansiyelinin mevcut üretimin çok üstünde olduğunu belirterek, “Öncelikle Devletimiz, hayvancılığın gelişmesi için uyguladığı politikalarla üstüne düşeni yapıyor. Nitekim kırmızı et üretiminin sürekli arttığı bir gerçek. Ancak potansiyelimize ulaşmak için çalışmamız gerektiği de ortadadır. Ülkemizde 11 ay boyunca, yem kullanılmadan hayvan beslenebilecek meralar var. Bu nedenle küçükbaş hayvancılığın ülkemiz için çok büyük potansiyel barındırdığına inanıyorum. Özellikle yem fiyatlarının ve üretim maliyetlerinin yükseldiği dönemlerde bu sistemin önemi daha iyi anlaşılıyor. Bizim küçük aile işletmeleri ve mera hayvancılığını geliştirmek için ek tedbirleri gündeme almamız lazım. Sanayide büyük başın, evlerde ise besin değeri de yüksek olan küçükbaş etinin tüketilmesinin yaygınlaştırılması lazım. Yani bir taraftan küçükbaş üretimi için çalışırken, bir taraftan da tüketiminin yaygınlaştırılmasını sağlamalıyız. Buradaki en önemli nokta, mera sistemi sayesinde yapılan üretimin maliyeti düşük olacağı için fiyatların dengelenmesine yapacağı katkıdır. Türkiye tarımsal üretim için gereken her şeye sahip bir ülke: Toprak büyüklüğü ve verimliliği, su kaynaklarımız, teknolojik gelişmişliğimiz, uluslararası tüketim pazarlarına ve ticari birliklere yakınlığımız hep avantaj… İşte bizim yapmamız gereken bu avantajlarımızı kazanca dönüştürmek için çalışmaktır” dedi.
Et ve Süt Kurumu Genel Müdür Vekili Mustafa Kayhan ise yaptığı konuşmada et sektöründe tedarik zincirini ıslah edecek bir sisteme ihtiyaç olduğunu belirterek, “Bunu temin etmek için sözleşmeli besicilik konusunda çalışmalarımız var. Üretimden itibaren her aşamaya dahil olacağımız bir sistem öngörüyoruz. Bu sistemde maliyettin üstüne belirli bir refah payını üreticiye garanti edeceğiz. Ayrıca ürettiği eti piyasaya satma seçeneği de olacak. Böylece üreticinin önünü görmesini ve et üretiminin sürekliliğini sağlamayı hedefliyoruz” dedi.
Tarım ve Orman Bakanlığı Hayvancılık Genel Müdür Yardımcısı Burhan Demirok, süt ve et üretiminin ayrı düşünülmemesi gerektiğini belirttiği konuşmasında, “Süt üreticileri para kazanamazsa et üretimi de aksar. Süt, et üretiminin giderlerinin karşılanması için önemli. Küçükbaş üreticiliği ve tüketimiyle ilgili de güzel gelişmeler var. Son üç yılda küçükbaş hayvan sayısı 20 milyonlardan 26 milyon 800 bin başa ulaştı. Küçükbaş hayvan eti tüketimi de yüzde 25’lere çıktı” dedi.
Ulusal Kırmızı Et Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hacıince, sanayiye tahsis edilen arazilerin yüzde 80’inin meralardan oluştuğunu belirterek, “Bu büyük sorunlar doğurabilecek bir durum. Hayvan yetiştiriciliğinde kapalı sistem bizim için çözüm değil. Hayvancılığın gelişmesi için aile işletmelerinin zarar etmeyeceklerine inanmaları gerekir” şeklinde konuştu.
Türkiye Kasaplar Besiciler Et ve Et Ürünleri Esnaf ve Sanatkarları Federasyonu Başkan Vekili Saruhan Yağmur ise et sektörünün problemlerinin ortak platformlarda tartışılarak çözüm aranması gerektiğine inandığını belirtti ve “İthalat da ihracat da iç dengeleri bozuyor. Ayrıca biz kasaplar olarak deterjan ile etin bir arada satılmasına karşıyız. Marketlerde hazır kıyma satışı yasak olduğu halde bu yasak deliniyor. Engellenmesi gerekiyor” dedi.
Türkiye Kırmızı Et Üreticileri Merkez Birliği Başkanı Bülent Tunç etçi ırkların geliştirilmesi gerektiğine dikkat çekerek, “Hayvancılığa yapılabilecek en büyük saygısızlık etin pahalı olduğunu söylemektir. Yem ve enerji gibi tüm girdilerdeki olağanüstü artışlarla kıyaslandığında et çok ucuz. Fiyatların bu seviyede kalması 5-6 ay sonra sorun yaşamamıza yol açacak” dedi.
ETBİR Başkanı ve İSTİB Meclis Üyesi Ahmet Yücesan da sanayiciler olarak et fiyatlarının düşük olmasından rahatsız olduklarını belirterek, “Bu fiyatlar sektörün sürdürülebilirliği için bir tehdit oluşturuyor. Alım gücünün düşmesi dolayısıyla sektörde yüzde 30 civarı iş kaybı var. Geliri düşen üretici sektörden çıkmaya başlıyor. Ülke olarak kendi içimizde bir sistem kurmalıyız” şeklinde konuştu.
İstanbul Perakendeci Kasaplar Esnaf Odası Başkanı Aydın Tüfekçi İstanbul’da kasapların yüzde 50’ye yakın iş kaybı olduğuna dikkat çekerek, “Bir et halimiz olmadığı için karkas et fiyatları 93 lira ile 103 lira arasında değişiyor. Ayrıca besi kalitesi düştüğü için etlerde ciddi yağlanma var. Besicilerin işi terk etmesinin engellenmesi için de çözüm üretilmeli” dedi.
Nazay Tarım ve Hayvancılık Genel Müdürü Celal Naz ise Ziraat Bankası finansmanında yaşanan sorunlara dikkat çekerek, “Krediyi kullanan üreticilerden millileşme sürecinde cari faizin alınmaması gerekiyor. Mevcut durum üreticilere zarar veriyor” şeklinde konuştu.
İSTİB Canlı Hayvan Ticareti Komite Başkan Yardımcısı Nezir Arslan, Türkiye’de on yıl öncesine göre et fiyatlarının düştüğünü belirterek, “O zamanlar et fiyatları 8-10 dolara tekabül ediyordu. Şu anda biz Avrupa’dan ucuz durumdayız. Bu fırsatı değerlendirebiliriz. Hem ithalatın hem de ihracatın serbest bırakılmasıyla Türkiye’nin üretim hacmini genişletebiliriz” şeklinde konuştu.
İSTİB Yönetim Kurulu Üyesi Ömer Tekinaslan da özellikle canlı hayvan fiyatlarının düşüklüğüne dikkat çekerek, “Karkas et fiyatları zeytin peynirin altına düştü. Bu sürdürülebilir değil. Et üretiminin artırılması için cazip hale getirilmesi gerekiyor. Hem hayvancılık desteklenmeli hem de kırsal bölgelerin sosyal imkanları genişletilmeli. Biz de İstanbul Ticaret Borsası olarak kalifiye kasap ihtiyacının karşılanması için Milli Eğitim Bakanlığı ile temas halindeyiz ve bu konuda çalışıyoruz” dedi.