Hayvan İthalatı Yoluyla Ülkemizin Bütün Kaynakları Heba

0
12328

TVHB AÇIKLAMA

“Halka ucuz et yedirdik” söylemiyle,

Hayvan İthalatı Yoluyla Kaynaklarımıza Heba..!

Hayvan İthalatı Yoluyla, Sanki Yarın Yokmuş Gibi, Ülkemizin Bütün Kaynakları Heba Edilmektedir

Türk Veteriner Hekimleri Birliği Merkez Konseyi başkanlığınca yapılan yazılı açıklamalarda ”Ulusal Süt Konseyi (ESK), çiğ inek sütü tavsiye satış fiyatını 22 Ocak 2024’ten itibaren geçerli olmak üzere 13.50 TL olarak açıkladı. Böylece 11.50 TL olan fiyatta %17.4 bir artış oldu.”denildi ve özetle konuya şöyle devam edildi:

”TÜİK’in bile 2023 yıllık enflasyonunu %64.7 olarak açıkladığı, yem, yakıt, işçilik gibi giderlerin çığ gibi arttığı bir dönemde, bu fiyat artışının süt sığırı yetiştiricisinin ihtiyacını karşılamayacağı açıktır.

Hayvan İthalatı Yoluyla Ülkemizin Bütün Kaynakları Heba
Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik zorlukların bütün yükü adeta yetiştiriciye yükleniyor ve süt sığırı yetiştiricisi çok ağır bir yükün altında bırakılıyor. Süt fiyatları ile ilgili sorun yetmezmiş gibi süt sığırı yetiştiricisi, ürettiği besi danalarını da satamıyor. Çünkü besiciler de et sanayicileri de dışarıdan gelecek ithal besilik hayvana ve ete gözlerini dikmiş durumdalar.
Hem sütüne yeterli fiyatı alamayan, hem besilik danasını satamayan yetiştirici, sonunda ineklerini kesime göndermek zorunda kalıyor ve yetiştiriciliği bırakıyor. Şu çok net bilinmektedir ki, hayvan yetiştiriciliğini bırakan bir kişiyi tekrar yetiştiriciliğe döndürmek imkansızdır. Ülkemizin hayvansal protein ihtiyacını dışa bağımlı olmadan karşılayabilmek için gözümüz gibi korumak ve daha fazla üretmeye teşvik etmek zorunda olduğumuz hayvan yetiştiricisinin üretimden çekilmesine ne yazık ki seyirci kalınıyor. Bu durum, çok büyük kaynaklara ve üretim potansiyeline sahip olmasına rağmen Türkiye’nin hayvancılık alanında tümüyle ithalata bağımlı hale gelmesi sonucunu beraberinde getirmektedir.

Tam da bu koşullarda Tarım ve Orman Bakanlığı, 2024 yılı içerisinde 600.000 baş besilik hayvan ithal edileceğini duyuruyor. Bu rakam mevcut büyükbaş varlığımızın yaklaşık %4-5’ine yakındır. Hem de bu ithalat, Et Süt Kurumu (ESK) tarafından gerçekleştiriliyor. Kuruluş amacı hayvan yetiştiricisini korumak olan ESK, yalnızca hayvan ve et ithalatını yerine getirmek amacıyla kullanılıyor. Bu durum, zaman içinde gelişmiş uzman kurumsal yapıların çöküşüne ve devlete ait kurumların kuruluş amacı dışında kullanılmasına çok çarpıcı bir örnektir.Hayvan İthalatı Yoluyla Ülkemizin Bütün Kaynakları Heba

Et ithalatı süreçlerinin zaman zaman “Halka ucuz et yedirdik” söylemiyle açıklanmaya çalışılmasına rağmen, hiçbir zaman et fiyatlarını düşürmediği geçmişte yaşanan örneklerle kanıtlanmıştır. Ülkemizde hayvancılık politikalarının hatalı olduğu bizzat ithalatı yapan ESK başta olmak üzere birçok otorite tarafından çeşitli raporlara geçirilmiştir.

ESK’nın 7-9 Temmuz 2023 tarihlerinde yaptığı Et ve Süt Sektörü Çalıştayı’nda; Türkiye’de et ve süt sektörünün sorunları ve çözüm önerileri kısmında, hayvancılık yatırımlarına verilen desteklemelerde;
“Desteklenen işletmelerin ne durumda olduğu,” “Üretim ve istihdam kapasitelerinin ne olduğu,”
“Kaç tanesinin el değiştirdiği ve atıl kaldığının” tam olarak bilinmediğine dikkat çekilmiştir.
Özetle desteklemelerin çoğunun gerçek yetiştiricilere gitmediği belirtilmiştir.

Yine Tarım ve Orman Bakanlığı, Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan Hayvan Sağlığı Sektör Politika Belgesi 2021-2025’te “Hayvan ithalatı, ülkemizde görülmeyen hastalıklar açısından risk oluşturmaktadır. Mavi dil virüs serotip 8’in Avrupa’da ortaya çıktıktan sonra, ülkemizde de görülmesi bu duruma bir örnek olarak gösterilebilir” notu düşülerek ithalatın hayvan varlığımız açısından risk olduğu Tarım ve Orman Bakanlığın kendi birimi tarafından teyit edilmiştir.

Herkes için net olan ise; ithalatla kaybeden daima ülkemiz, hayvan yetiştiricisi ve geliri yetmediği için gittikçe daha az hayvansal ürün tüketmek zorunda kalan vatandaşlarımız olmaktadır. Çocuklarımız yeterince hayvansal protein tüketemediği için gelişme geriliği sorunu ile karşı karşıya kalmaktadır. Kontrolsüz hayvan ithalatı, ülkemiz hayvan popülasyonunun, sağlığının yanı sıra gıda güvenliğini tehdit ederek halk sağlığını da tehlikeye atmaktadır.

Bu süreçten veteriner hekimliği ve hayvan sağlığı da payını almaktadır. Yıllarca, kırsalda yetiştirici ile omuz omuza çalışan veteriner hekimler artık pes edip muayenehanelerini kapatmakta bir kısmı yurt dışına gitmeyi tercih etmektedir.  Sonuç olarak; koruyucu hekimlik hizmetleri yetersiz kalmakta, hem hayvan refahı hem hayvan sağlığı korunamamakta, buzağı ölümlerinin bile önüne geçilememektedir.

Bu nedenle, halkımızın hayvansal protein ihtiyacının karşılanması amacıyla, ülkemizin kaynaklarının kendi hayvan yetiştiricimizin desteklenmesi için kullanılmasını ve ithalata bir an önce son verilmesini istiyoruz.

Türk Veteriner Hekimleri Birliği
Merkez Konseyi ”

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz